Ayben Röportajı (RollingStone)

Konu: Ayben Röportajı (RollingStone) Çarş. Tem. 08, 2009 11:41 am

Çoktandır müzik piyasasının içinde olan
Ayben, nihayet 'Sensin O'yla bir albüm sahibi oldu. Susmaktan ve
haksızlığa uğramaktan nefret eden bu kızla bir gün olup da sakın
ağız dalaşına girmeyi denemeyin.

Daha önce konuştuğumuzda küçükken evde kendi
kendini hızlı şarkı okuma konusunda nasıl geliştirdiğini anlatmıştın...
Daha çok keyfiydi benim için. Bir kelime ya da cümle
ya da yazdığım bir sözü tekrarlamak veya sürekli
söz yazmak... Okumak da bunu geliştirebilir, ki geliştirdi de. Ben
de anlayamadım nasıl bu aşamaya geldiğini.

Ceza ile çaktırmadan kendini yarıştırdığın olmuş muydu o zamanlar?
Yok olmamıştı. Yani her zaman onun bambaşka bir yerde erişilmez halde
durduğunu ve büyük bir yeteneğe sahip olduğunu
düşünüyorum. Bu o zamanlar da böyleydi, şimdi de
böyle.

Ağabeyin senin ne kadar çabaladığının farkında mıydı, yoksa
sadece çocukça bir örnek alma hadisesi olarak mı
bakıyordu bu olaya?
Farkındaydı tabii. Bu yüzden desteğini hiç esirgemedi
benden. Takdirini de dile getirdi ve ben de her zaman daha çok
çalışıp onu utandırmadım.

Seni aslında Ceza'nın kardeşi olarak değil de ilk olarak Nefret'e yaptığın back vokal'le tanımıştık öyle değil mi?
Aslında back vokal değildi, tamamen benim parçam gibiydi o
"Yüz Yüze" parçası. Bandrollü bir albümde
yer alarak profesyonel müzik hayatına attığım ilk adımım oldu.
Ceza ve Fuchs bana o dönemlerden beri çok destek oldular.

Başka kimlere vokal yaptın, hafızamızı bir canlandıralım mı?
Düet yaptığım birçok değerli isim var; Ceza, Sertab Erener,
Fairuz Derin Bulut, Ursula Rucker, Nil Karaibrahimgil, Aylin Aslım,
Burhan Öcal, Mercan Dede, Fuat, Killa Hakan, Mahşer-i
Cümbüş ve albümümde bulunan birçok isim.
Yine düet çalışmaları devam ediyor aslında, bir çok
isim var çalıştığım.

Yıllardır bir albüm hazırlığı içersindesin. Albüm
ha çıktı ha çıkacak derken epey zaman geçti.
Sensin O neden bu kadar geç geldi?
Doğrusu Nefret zamanında albüm yaparım diye hiç
düşünmemiştim, geleceği görmek mümkün değil
tabii. Uzunca bir dönem kayıt yapmadan geçti zaten. Fatih
Akın'ın Crossing the Bridge belgeseli dönüm noktası oldu, ki
hala bile bununla ilgili gelen yorumlar oluyor. Derken insanlar
albüm bekler oldu. Ben zaten underground çalışmalar yapıp
sunuyordum internetten. Albüm yapmamak da bir seçimdi.
Çünkü albümüm yokken bile Ayben konserleri
oluyordu. Yıllarca biriken parçalarımı insanlara sunmak
istediğimi anladım. Albüm fikri kafama yattı ve çalışmalara
başladım. Doğru insanlarla çalışmak istedim, dolayısıyla
süreç biraz uzadı. Aksilikler de oldu ama başta Ceza olmak
üzere, Demir Kerem Atay, Pozitif Müzik ve Doublemoon ekibinin
desteği işleri yoluna soktum ve doğru yerde doğru zamanda
albümü bu yaptım.

Şarkıları teker teker tek bir cümleyle değerlendirir misin?
Bu şekilde açıklarsam insanları yönlendirmiş olurum. Oysa
ben parçalarımda herkesin kendinden bir şeyler bulmasını
isterim. Belki çok klişe bir söz olacak ama
gerçekten herkesin hayatından bir şeyler bulacağı birçok
parçam var. O yüzden bırakalım da insanlar değerlendirsin.

Pekala, ilk klip "Benim O" ya geldi. Klipte kendi kendinle kavga ediyorsun. Bu sık sık yaptığın bir şey mi?
Sık sık olmasa da her insan kadar benimde kendi içimde ikilem
yaşadığım oluyor. Bazen haykırasım geliyor ama içimden bir ses
hayır yapma diyor. Çok da doğal bir şey bu.

Albümü dinlerken bazen Ceza'nın düet yaptığını
düşündüğüm yerler oldu. Sesinizin ne kadar
benzediğini daha önce hiç fark etmemiştim...
Öyle mi? Bazen benzetenler oluyor. Sonuçta genetik bir bağ
var, ister istemez her ne kadar benzememek için çabalasam
da ses rengimizin birbirini çağrıştırdığı oluyor demek ki.

Diğer rapperlarla olan geriliminiz nereye kadar gidecek sence?
Biz aramızdaki sorunları yumruk yumruğa edilen kavgalarla
çözmektense sanatımızın da bize tanıdığı ayrıcalığı
kullanarak çözmeyi tercih ediyoruz. Sonuçta
yaptığımız müzik çok özgür içerikli bir
müzik. Yaşamımızı, hayatımızda gördüklerimizi,
sevinçlerimizi, sıkıntılarımızı yazabiliyoruz özgürce.
Bu tartışmalar da hayatımızın birer parçası. Dolayısıyla
sözlerimize bu yaşanmışlık yansıyabiliyor zaman zaman. Durup
dururken kimse kimseye laf söylemez. Demek ki, canımızı sıkan,
anlatabileceğimiz, dile getirebileceğimiz bir şeyler var.

Her iki tarafın da fanlarının gazı var sanki. Birazcık keyif mi alıyorlar aranızda süregelen atışmalardan?
Biz onlardan her zaman özellikle diss içerikli
çalışmalarımızı sadece teknik açıdan değerlendirmelerini
rica ettik. Asla bölünmemelerini bu tür tartışmalarda
taraf olmamalarını istedik. Ama taraftarlık ruhu bambaşka. Hemen bir
tarafın yanında durma ihtiyacı hissediyorlar. Engelleyemiyoruz bunu.
Oysa sadece çıkan işlerin tadını çıkarmalılar.

Bu arada çok güzelleşmişsin. Albümün kartonetine bir kere bakmakla yetinemiyor insan.
Çok teşekkür ederim. Aslında benim müziğimde
görsellik çok da ön planda değil. Yani biz
müziğimizi öne çıkarıyoruz. Ancak iyi
görünmek de önemli. Ne olursa olsun görsel olarak
açıdan da insanların karşısında düzgün durmak
gerekiyor. Kendim gibi görünmek istedim en başta. İnsanların
dışarıda beni gördüğünde "Aaa kapakta hiç
böyle değil" demelerini istemedim. Sağ olsun Candaş Arın beni
çok iyi anladı ve çok güzel çekti resimleri.

Sence seninle ağız dalaşına girilir mi?
Tanıyanlar pek fazla tercih etmez ama tanımayıp da tartışmak isteyenler
alırlar ağızlarının payını. Konuşarak kendimi çok iyi ifade
edemem ama haksızlığa hiç tahammülüm yoktur; bu gibi
durumlarda tutamıyorum kendimi.

"Söz gümüşse sükut altındır" derler ya, sen bu fikre katılıyor musun acaba?
Bizde tam tersi. "Söz altın ve ben de bir sarrafım..."

Son olarak, seni kanlı canlı bu yaz nerelerde dinleyebileceğiz? Plan ve projelerini öğrenelim.
9 Ağustos'ta Mudanya'da olacağız, DJ Funky C ile.

» Kolera Magazine Turka Röportajı [Yeni]